Giresunlular Avrupa’da, Asya’da,Avusturya,Amerika dünyanın her yanında varlar. Bu cennet Coğrafya'dan geleceğini kazanmak için göç edip , en ağır koşullarda çalışıp çabalayıp bulundukları ülkelerde kendilerini yoktan var ettiler söz sahibi oldular.
Giresunlular Avrupa’da, Asya’da,Avusturya,Amerika dünyanın her yanında varlar. Bu cennet Coğrafya'dan geleceğini kazanmak için göç edip , en ağır koşullarda çalışıp çabalayıp bulundukları ülkelerde kendilerini yoktan var ettiler söz sahibi oldular.
Bu zamana kadar magazin alanı dışında yeter derecede ilgi görmese de her bir vatandaşımızın; filmlere, romanlara,belgesellere konu olabilecek ayrı hikayeler var.
Çalışkanlıkları ve girişimcilikleriyle, nüfusuyla Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkler’den bahsedildiğinde akla ilk önce Giresunlular geliyor.
Kültürünü kaybetmiş toplumların millet olmasının mümkün olmadığını, millet olmayanlarında yaşamalarının mümkün olmadığı bilinciyle ABD’de yaşayan Türk Amerikan Giresunlular olarak asimilasyona uğramadan yeni yetişen çocuklarına entegrasyon içinde kendi dilini,Atatürk ilkelerini, kültürünü,örfünü,milli değerlerini öğretmek , yaşamak ve yaşatmak için Amerika’daki Türk dernekleri içerisinde yaptıkları etkinliklerle adından söz ettiren en örgütlü kitlesel dernek Türk Amerikan Giresunlular Derneği’dir.
Anavatanla, bağları güçlü, ticaretten, sivil toplumdan,iş dünyasına her alanda gücünü potansiyelini öne çıkarmaya çalışan
Lakin nefesinde her zaman hissettiği memleket kokusunu yerinde teneffüs etmek, yanan hasret ateşini giderebilmek için, imkan ve fırsat buldukça aşık olduğu toprakları mutlaka ziyaret ederek fındık bahçelerinde,çayını yudumlayıp türkülerini dinlemeyi ihmal etmeyen Giresun uşaklarının memleketi, İpekyolu’nun en değerli şehirlerinden ,isminin yabani kiraz ağaçlarından dolayı ”Kiraz diyarı” olan GİRESUN’dayız.
Hayrettin Günay’ın söylediği gibi:Bir yeri ,bir kenti önce türkülerden duyarız.türküler içimize işleyince o yer, o kent de taht kurar içimize. Türküler içimizde ki hasreti,aşkı,dertlerimizin ilacı.Adım adım bizim olmaya başlar,bir bağ oluşur aramızda.Sımsıcak ,duygu yüklü bir bağ.Benim,bizim adıllarını içerir kurduğumuz tümceler. Sonra da göz yerine getirir tüm işlevini.Gözdür görür,gönüldür sever…
Ses, imge dizeler,kavuştaklar sürekli yineler pekiştirir kentin çoğu düşsel görünümünü.Göz tamamlar eksik kalanları öteki duygularla elbirliği ederek.
Giresun’a gitme ,Giresun’u görme, Giresun’u duyma,Giresun sevdasını yaşama,Giresun’dan tat alma,Giresun’a dokunma gerçekleşmeye başlar.
Türkü,müzik, karşılama,horan gibi sizi Giresun’a çekecek Giresun adını anımsatacak gerekçelerde olmalı.zorunlu gitme;isteyerek oranın adıyla özdeşleşene ulaşmak için gitmeye dönüşmeli.
Giresun’da olmak önemli olmaya başlar gitgide.Giresun’um olmaya başlar.Giresun’da kısa da olsa kalmak,Giresun’da kısada olsa yaşamak,Giresun’u yaşayarak anı biriktirmek,Giresun’u anlatmak düşünceleri,birikimleri oluşur…
Gazi Caddesi’nin başında kaleye dönen sokağın girişindeki aş evinde yenen zengin Giresun mutfağından tatmak,balık pazarına doğru giderken köşede yenen fındıklı Giresun kadayıfı anılara da yer eder…
Sit alanı olarak ilan edilerek korunmaya alınmış Giresun zeytinlik mahallesi’nden Çınarlara,Kapu Kahve’den Efsanelere sahne olan Giresun kalesi
Delikanlılığın,genç kızlığın,gelecek,umut dolu gülmeleriyle en güzel resimler çekmek için kaleye.Giresun Kalesine .Giresun kalesi bambaşkadır.Benzersiz,özgündür.Gördüğünüz göreceğiniz hiçbir kaleye benzemez.Denizin içinden yükselir,güneyden de kentin içinden,Buranın öteki kalelerden farkı ağaçları, bitkileri,suyu,doğa dokusudur .
Giresun’a yalnız kale’de bir gün geçirmek için bile gelinebilir.
Kaledeki bitki çeşitliliği gözlenebilir.Bitki ağaç türleri incelenebilir. Kalenin taşları,kuyuları,sığınakları,yürüyüş yolları incelenebilir.
Kalenin en hakim zirvesinde kurtuluş savaşı sırasında Atatürk’ün korumalığını yapan Topal Osman Ağa’nın anıt mezarı size Kurtuluş Savaşı’nı ,Savaşta Giresun Alayları’nı anlatır.
Atatürk’ün korunması Samsun’dan başlayarak yüz kişilik muhafız gurubuyla Ankara’da ve daha sonra Gazi’nin ilk muhafız birliğini de Giresunlular oluşturmuş.
Giresun Müdafa-i Milliye Başkanı sıfatıyla Kasım 1920 ‘de Ankara’ya giden Topal Osman 1921’de 42. Ve 47. Gönüllü Giresun alaylarının kurulmasını başlatmış.Mart 1921’de ki koçgiri ayaklanmasını işte bu alay bastırmış.
Komutasındaki gönüllü alayla birlikte Sakarya savaşına katılan Topal Osman savaşın kazanılmasında olağan üstü yararlılıklar göstermiştir.
Giresun’da tarihin rüyalarında gezinen rivayetlerden biri değil Giresunlular için efsane bir kahramandır Topal Osman.
Kalenin zirvesinden güneye Giresun’un meşhur yaylalarına,kuzeye ufka dek Karadeniz’e ,doğuya Keşap’a,Yağlıdere,Espiye’ye ;batıya Bulancak’a ,Piraziz’e el sallayabilirsiniz.
Giresun kalesi bambaşkadır.Başka kaleye benzemez.
Giresun kalesi bambaşkadır.Buralarda kavgalar edilmiştir.Gözgöze gelinerek birileri sevilmiştir.İlk kez bir el tutulmuştur.Ayrılıklar olmuştur,hasretler giderilmiştir.
Ayrı ayrı çıkış yollarından inilmiştir.Göz yaşı göz yaşı dökülmüştür.Davullar çalınmıştır,zurnalar çalınmıştır.Kemençeler kavallar çalınmıştır.Udlar cümbüşler çalınmıştır.Türküler söylenmiştir Pazarsu Deresi’ne bakılarak …Karşılama ,Giresun karşılaması oynanmıştır kendinden geçilircesine.Çandır oynanmıştır.Tüfekli Çandır.
Horan.Horan oynanmıştır.Tabancalar tüfekler atılmıştır…Bıçaklar yılandilli bıçaklar çekilmiştir,çifte bıçaklar.Bıçak oyunu oynanmıştır.Giresun kalesi bambaşkadır.
Giresun kalesi bambaşkadır .Poyraza,karayele,yıldıza başkaldırmıştır.Kara fırtınaya tipiye…Kuşlara.Kuşlara sığınak,kuşlara yuva olmuştur.
Martıların uğrak yeridir.Belki de buralarda çoğalmışlardır.Serçelerin,sakaların,cırttıkların uğradığı da olmuştur kaleye.
Giresun Kalesi bambaşkadır.Karatavukların,kızılgagak karatavukların da yolu düşmüştür. Eteklerindeki incir ağaçlarına konmuşlardır birbirleriyle ötüşerek anlaşmışlar,incirleri,ballı incirleri gagalarıyla delerek yemişlerdir.
Belki üveyikler de uğramıştır Kaleye… Giresun Kalesi bambaşkadır. Darı tarlalarında, ot tohumlarıyla doyunan üveyikler… Kale’deki ağaçlara yönelmişlerdir. Eş aramak için ”duruk,durrruuuk..” diye ötmüşlerdir. ”Parrr” diye kanat çırparak kalkmışlardır….
MUSA ADA